Peygamberler arası kıyaslama yapılmaması gerektiği ayetlerle sabit olmasına
rağmen; daima yapılagelmiştir. Özellikle Müslüman toplumlar; Muhammed peygamberin
mertebece en üstün nebi olduğunu düşünürler. Hatta iş öyle bir noktaya gelmiş
ki; bazıları tüm âlemlerin Muhammed nebi için yaratıldığına inanır.
Tabut-u
Sekine indikten ve hakikatler ortaya çıktıktan sonra İsa Mesih’in tabiatının da
SİRİUS’lu melek olduğu idrak edilince; maalesef yeni bir fitne ortaya
çıkacakmış. İsa mı üstün yoksa Muhammed nebi mi denilecekmiş. Bu böyle olmasın
diye; fitne ortaya çıkmadan veya çıksa da yayılmadan sona ermesi adına yazıyorum
bunları. Keza Zuhruf suresinde ön görülen geleceğin haberi verilmiş.
Değiştirmek bize bağlı…
Meryem’in oğlu bir örnek olarak ortaya konulunca senin toplumun hemen yaygarayı bastı! Dediler ki: “Bizim tanrılarımız mı hayırlı yoksa o mu?” Bunu sırf seninle tartışma olsun diye ortaya attılar. Çekişmeyi seven bir toplumdur onlar. Meryem’in oğlu kendisine nimet verdiğimiz ve İsrail oğullarına örnek kıldığımız bir kuldur. Eğer dileseydik yeryüzünde size halef olacak melekler vücuda getirirdik. (Zuhruf)
Hakikatlerden
sonra bazı insanlar: “Acaba Dünyalı Muhammed Mustafa mı daha hayırlı /
mertebece üstün? Yoksa İsa Mesih mi?” diyebilirler. Şimdiden diyeyim ki böyle
bir düşünce fitneden başka bir şey olmaz. Eğer ayetlerde bu fitnenin uyarısı
yapılıp bildirilmeseydi; ben de kesinlikle bu konuyu kaleme almazdım. Zira ben
yazsam da yazmasam da bu konunun gün olup bazı kimselerin kalbine düşeceği
aşikâr… Bu nedenle onlara yapılan uyarının bir hatırlatması olsun.
Bizler
kendi bilinç sınırlarımız dâhilinde tıpkı bizim gibi yaratılmış olanların Allah
katındaki derecesini bilemeyiz. Kim kimden üstün, kim kimden hayırlı gibi
sorular; hakikatini bilemeyeceğimiz cevaplar doğurur. Ayrıca cevabın ne
olduğunun bizim ruhsal eğitimimiz adına bir faydası da
yoktur. Bilakis bizim aradığımız cevaplar kendi halimizin Allah
katında ne durumda olduğu olmalıdır.
İsa Mesih,
Cebrail ya da başka bir melaike bir üst yıldız sisteminde, bizim dünyamızdan
çok farklı bir bilinç ve dünya hayatında yaşam sürüyor olabilir. Ancak belki
onların bilip göremediği, kendi dünyalarında tecrübe edemedikleri bir şey;
bizim dünyamızda herhangi bir insan tarafından dâhi biliniyor olabilir. Nihayetinde
ayetlerle vurgulanmış. Allah: “Bildirin bana eşyanın hakikatini” diye
buyurduğunda; Melekler afallayıp kalmış… Âdem ise; onu onlara bildirmiş.
Hangi
yıldız sisteminde, hangi mertebe, hangi âlemde olduğumuzun bir anlamı yoktur.
Önemli olan bulunduğumuz yerde nasıl olduğumuzdur. Bununda hükmü Allah’a
aittir. Hükmü biz vermeye kalkarsak gerisini siz düşünün…
Selam ile
kalın
Mehmet
Çobanoğlu