27 Ekim 2024 Pazar

99 koyun

Adalet öğretilerinden bir örnek;

 

·       Geldi mi sana, o çekişme hikâyesinin haberi? Hani, o hasımlar, duvarı aşarak mihraba ulaşmışlardı. Davûd’un yanına girmişlerdi de onlardan korkmuştu. "Korkma!" dediler, "biz iki davacıyız. Birimiz ötekinin hakkını çiğnedi. Şimdi sen, aramızda hak ile hükmet, adaletsizlik etme. Bizi yolun denge noktasına ilet! Şu benim kardeşimdir. Kendisinin doksan dokuz koyunu var. Benimse bir tek koyunum var. Buna rağmen, onu da bana ver dedi ve tartışmada bana galip geldi.

 

·       Davûd dedi ki: "Vallahi, senin bir tek koyununu kendi koyunlarına katmak istemekle sana zulmetmiş. Zaten ortaklardan birçoğu birbiri aleyhine haksızlık ve zulme sapar. İman edip hakka ve barışa yönelik işler yapanlar böyle değildir. Ama onlar da pek azdır." Davûd, kendisini imtihan ettiğimizi düşündü; hemen Rabbinden af diledi; rükû ederek yerlere eğildi ve Allah’a yöneldi. (Sad)

 

İnternetteki tüm tefsirleri okudum diyebilirim. Hikâyede Davud'un tövbe etmesini; kardeşler arasındaki verdiği yanlış karara bağlayan tek bir kişi yok! Zira yanlış karar verdiğini düşünen kimseler olmamış! Koca koca Profesörler,  bilmem hangi tarikatların şeyhleri neler yazmış okuyun. Kimi demiş ki Davud o an geçmişteki yanlış bir hükmünü hatırladı, kimi demiş ki bir günahı aklına geldi de ondan tövbe etti... Yani kimse verilen hükmün yanlış olduğunun farkında değil. Oysa bu hüküm; adaletten yoksun bir hüküm… Davud’un af dilemesi de; bu yanlış hükmünden dolayı…

 

Bahsi geçen kardeşler; aralarındaki sorunu anlatırken birisi diyor ki: Benim bir tanecik koyunum var. Onun ise 99 tane koyunu var. Buna rağmen bendeki tek koyunumu da almak istiyor" Ve ayrıntı olarak “Aramızda konuyu tartıştık ve o üstün geldi” diye de belirtiyor. Ki burası çok önemli... Davud ise “Ant olsun ortaklar zaten birbirine haksızlık yapar, o sana haksızlık etmiş, koyunu senden istememeliydi” şeklinde peşin bir hüküm veriyor. Ve ardından yaptığı hatanın farkına varıyor… Af diliyor.

 

Hata nerede?

 

Adam; 99 koyun sahibi olmak veya zenginliği sebebiyle suçlu sayılabilir mi? Ama suçlu olduğunu düşündünüz. Tek bir koyunu olmak ya da fakir olmak kişiyi haklı edebilir mi? Ama haklı olduğunu düşündünüz. Neden 99 koyunu olan adam haksız olsun? Zorbalıkla mı almak istemiş? Koyunları çalıp hırsızlık yaparken mi yakalanmış? Amacı neymiş? Niyeti ne? Belki diğer kardeş koyununa iyi bakamıyor. Şartları uygun değil. Hem o koyunun tek başına yaşamasındansa sürüyle birlikte olması koyun açısından daha iyi değil mi? Neden o can tek başına yaşamak zorunda kalsın? Adam türlü niyetlerle koyunu istiyor olabilir?  Neden haksızlık yapmış olsun? Kimse bunu sorgulamaz mı? Görünen ile amel edilmeyeceğini; niyetlerin her daim başka olabileceğini bilmez miyiz? Adalet görünenle mi hâsıldır? Yoksa niyet midir esas olan? 

 

Bizler görüntüden, şekli şemailden yola çıkarak etrafımızdaki olayları değerlendirebiliyoruz. Hatta sadece duyumlar üzerinden bile hüküm verebiliyoruz. Tüm bunlar aldatıcı olabilir.  Bu hataya düşmemek adına ölçü ve tartıyı sağlam tutmalı, olay ve kişileri değerlendirirken madalyonun öteki yüzünü de görmeye çalışmalıyız. Ve karar için muhakkak Allah'tan adaletin ilhamını istemeliyiz. Aksi halde adaletsiz her hükmümüz kendi kalemimizi kırmak olacaktır…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder