“Selam” sözcüğünü birçokları sevmez, benimsemez. Bunun yerine “Merhaba” demeyi tercih ederler. Bunun birçok sebebi olmakla birlikte; yıllardır sürdürüle gelen Arap toplumuna karşı düşmanlık ve haliyle Arapça bir kelime kullanmayı tercih etmemek en çok rastlanan etkenler arasındadır. Tabi burada kaçırılan yer; “Merhaba” sözcüğünün Arapça olduğudur. “Selam” ise İbrahim nebi ve diğer öncekiler tarafından da kullanılmıştır.
Hatırlarsanız
İbrahim nebi Anadolu topraklarından sonra ıssız ve kurak topraklara varıp; oğlu
İsmail’i oraya yerleştirmiş ve bir milletin oluşumunu başlatmıştı. Yani Arap
toplumundan önce de var olan bir kelimedir selam sözcüğü... Marslılar da
“selam” der, Jüpiterli, Neptünlü Cinler de... Güneş sistemini geçtim;
meleklerin ve cennet gezegenlerindeki halkların da sözcüğüdür; selam...
·
Ne boş bir laf işitirler orada ne de günaha sokacak
bir şey. Sadece “selam, selam” denir. (Vakia)
Sözü
açılmışken; yanlış bir inanış hakim. Sanılıyor ki cennette Arapça konuşulacak.
Bu bilgi uydurulmuş bir hurafedir. İlahi kitap bize böyle bir şeyden
bahsetmiyor. Dünyada yaşarken kullandığımız diller olmayacaktır orada. Yeni bir
beden, yeni bir kimlik, yeni bir gezegen ve doğa olacakken; aramızda
anlaştığımız diller de yeni olacaktır.
"Selam"
demek emniyet, huzur, esenlik demektir. Selam vermek karşınızdaki insana
güzellikler, hayırlar dilemektir. "Selam"; Allah’ın esmasıdır. O’nun
verdiği büyük bir lütuftur. Zira selamlaşmak hem Allah’ın anılmasına vesile
olmuş olur. Hem bireylerin emniyet ve huzur içerisinde yaşayabilmesine… Selam
sözcüğünü ne “Merhaba” ile mukayese edebiliriz. Ne “Hello” ile ne “Privet”
sözcükleriyle… Bunların hepsi sıradan bir merhabadan öteye gidemez. Oysa
“Selam” bambaşkadır.
·
Sana geldiklerinde, seni Allah'ın selamlamadığı
biçimde selamlıyorlar. Kendi içlerinde ise şöyle diyorlar: "Söylediğimiz
şey yüzünden Allah bize azap etse ya!" (Mücadele)
İlahi
kitapta “selam” konusuna sıklıkla dikkat çekilir. Örneğin konuk olduğunuz eve
girerken muhakkak selam verilmesi gerektiğini söyler.
·
Ey iman edenler! Kendi evleriniz dışındaki evlere,
sahipleriyle kaynaşıp izin almadan, bir de ev sakinlerine selam vermeden
girmeyin! Düşünüp taşınmanızı sağlamada bu sizin için daha hayırlıdır. (Nur)
Bir
başka örnek verecek okursak;
·
Bir selam ile selamlandığınızda, onun daha güzeliyle
yahut aynısıyla karşılık verin. Hiç kuşkusuz Allah Hasîb'dir, her şeyi güzelce
hesaplamaktadır. (Nisa)
Büyük
sırlar var “selam” sözcüğünde...
·
Evlere girdiğinizde, Allah katından bir esenlik, bir
bereketlilik, bir temizlik dileği olarak kendinize de selam verin.
Görüldüğü
üzere “Selam” sadece başkalarıyla karşılaştığımızda söylenen bir kelime
değildir. Kendimize dahi bir esenlik, bereket ve temizlik dileği olarak
verilmeli, söylenmelidir. Demek oluyor ki Selam vermek gerçekten büyük bir dua,
büyük bir rahmet kapısıdır. “Aranızda selamı yaygınlaştırın” buyurmuş âlemler
nebisi… O halde aramızda selamı yaygınlaştıralım… Sadece tanışlarımıza değil;
tanımadığımız insanlara da “Selam” diyelim. Onlara iyilik ve huzur dileğinde
bulunalım. Akşama kadar kimleri görürsek daima hayırla yâd edelim. “Selam sana”
diyerek Allah’ı hatırlatalım. Hem böylesine toplumlara gaflet uykusu kolay
kolay çökmez. İnsanları hep diri / uyanık kalır. Akıl ve kalpler temiz olur.
Bir selam vermekten ne olacak demeyin. Bilsek ki ne büyük bir kelime dilden
düşmez. Çiçeğe selam deriz, böceğe selam deriz… İşte o vakit dünya bir başka
olur.
Mehmet Çobanoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder