29 Ekim 2024 Salı

Hayvanlar

Bu dünyanın süsü çiçekler, ağaçlar, ırmaklar, kuşlardır. Arılar, kelebekler, sincaplardır. Buranın en masum, en temiz kalpleri koyunlar, kuzular, atlar, oğlaklar, ceylanlardır. Neşedir tilki, neşedir tavşan, kirpi... Onların her biri bir yaşam, bir bilinç, bir bireydir. Ve onların hiç biri bizden kıymetsiz değildir.  Onların her biri Rahman ve Rahim olan Allah’ın kullarıdır. Candır.  Azizdir.

 

       Yeryüzünde debelenen, gökyüzünde uçan, hiçbir kuş, hiçbir hayvan; istisna olmaksızın her biri sizin gibi birer ümmettir. (En’am)

 

Dünya insanlarının büyük çoğunluğunun hayvanat alemine karşı duyarlılığı yok. Az bir kesim onların yaşam mücadelesi ve kulluğunun farkında.  Az bir kesim onları koruyup kollamaya, elinden geldiğince yardımcı olmaya gayret içerisinde... Diğerleri görmüyor onları.  Duymuyor. Ne susuzlukları umurlarında, ne açlıkları. Bu da yetmez gibi bir de şikayetçiler. İstemiyorlar. Ölsün, yok olsunlar diliyorlar. Ah insanlar ah. Çok isterdim hayvanı kendinden aşağı bilenlerin yeniden doğduğunda hayvan olmasını.  Onları anlamasını. Rablerinin kendilerine verdiği kulluk görevini yerine getirmekten başka bir amaçları olmadıklarını bilmelerini. Rablerini andıklarını ve Rablerini bir tek ilah olan Allah bildiklerini. Bunu anlamalarını isterdim ki; o aşağı gördükleri canlardan ne kadar aşağı olduklarını bilsinler. İdrak etsinler; mesele in olmak, cin olmak ya da melek olmak değildir.  Mesele Rabbe hakkıyla kul olabilmektir...

 

·       Rabbin, balarısına şöyle vahyetti: "Dağlardan evler edin, ağaçlardan ve insanların kurdukları çardaklardan da... Sonra, meyvelerin her türünden ye de boyun bükerek Rabbinin yollarına koyul." (Nahl)

 

Rabbine arılar kadar kul olmayı başarabilmiş birini gösterin bana? “Benim” diyen var mı? Ama o böcek, sen insansın ve böylece sen üstünsün öyle mi? Ah insanlar ah...

 

İblis neden nankör oldu ve kovuldu? Olayın en başını hatırlayan var mı? “Ben dedi insandan üstünüm. Ben cinim. O ise basit bir insan!”

 

Haydi kendine güvenen desin ki: Ben insanım, üstünüm! Şu ise sokaktaki basit bir köpek! Haydi durmayın ilk öğretiden nasipsizler gibi düşünün...

 

İnsan onurlu ve şerefli bir varlıktır.  Amma velakin kulluğunun bilincinde olan insan öyledir. Hayvanı, ağacı, çiçeği, böceği kendi gibi kul bilen öyledir. Kediyi köpeği zehirleyen değil. Küçücük masum kuzuyu kesip satan, yiyen değil.  Istakozu kaynar su da haşlayan, yiyeceğim diye haşlatan değil. Dağdaki tavşanı vuran, geyiğe, ceylana kurşun sıkan değil. 

 

Hiçbir hayvan özgürlüğünden mahrum bırakılamaz! Hiçbir hayvan eziyete, zulme uğratılamaz! Hiçbir hayvan insana oyun ve eğlence yapılamaz.  Kim bunları yaparsa, bu zulme göz yumar ve ortak olursa; Rahman ve Rahim olan Allah’a şikayetimdir. Dilerim yaşattığı zulmü yaşayarak öğrenir.

 

Sevin hayvanları. Hoş görün. Yardım edin. Dağlara su taşıyın. Aş götürün. Kuşlara yem atın. Okşayıp sevin kediyi, köpeği. Kalbinizi besleyin, öldürün nefsinizi, egonuzu. Çocuklara anlatın; çiçekler koparılıp atılmaz. Karıncalar ezilmez. Hayvanlar taşlanmaz. Büyüklere söyleyin; koyun, keçi, deve keserek kurban olmaz. Bu seni Allah’a yaklaştırmaz. Bununla bayram edilmez. Böyle İslam olunmaz! Saygı duyarsan keçiye,  ineğe, ata, eşeğe, şükredersen Rabbine onları size verdi diye; işte bu kurban olur. Bu Rabbe ulaşır... Bu Rabbe yaklaştırır! Ve gönlünüzdeki dilekler işte o vakit yerine getirilir... Bakın size bir sır vereyim. Okuyup geçer herkes o ayeti de; farkına varmaz kimsecikler.

 

      Hayvanlarda sizin için daha nice faydalar vardır. Onları binek yaparak (sorumluluklarını alarak) gönüllerinizdeki arzuya ulaşırsınız. Hem onlar üzerinde hem gemiler üzerinde taşınırsınız. (Mü’min)

 

Diğer bir konu; genetiği değiştirilmiş hayvan üretmek ve ticaretini yapmak şeytan işidir. Özel üretim bu canlılardan kim alır ve bu ticarete pay sağlar ise; büyük bir zulme ortak olur. Bu kimseler hayvan sever değil; egoist birer canidir. İlahi kitabın aşağıdaki ayeti; yüzlerce sene öncesinden bugüne hem bir ihtar hem bir mucizedir. Kur’an insan yazması bir kitaptır sanan cahiller iyi okumalı. Herhalde 600’lü yıllarda genetik kodlama yoktu.

 

         "Yemin olsun, onları saptıracağım, onları kuruntulara mutlaka iteceğim. Onlara mutlaka emir vereceğim de davarların kulaklarını yaracaklar; onlara muhakkak emredeceğim de Allah'ın yaratışını değiştirecekler." Kim Allah'ı bırakıp da şeytanı yandaş edinirse açık bir hüsrana kesinlikle yuvarlanmış olacaktır. (Nisa)

 

Konuyla alakalı son bir husus; ne yazık ki sokakta ölmüş bir hayvanın cesedi çöp konteynerlarına atılıyor. İşin temizlik sağlık yönünde değilim. Kalpleri pis olmuş toplumun sokakları temiz olsa ne fayda. Ben Allah’ın kullarının cesetlerine yapılan saygısızlığa yanıyorum. İlahi kitapta bir karga dahi ölmüş bir karganın cesedini toprağa gömerken o kitaba inandığını söyleyen insanların kedi köpek cesetlerini saygısızca bir çöp gibi konteynerlara atıyor olmasına hazmedemiyorum. Yaşarken hayatına saygı göstermeyen insanlardan cesede saygı göstermesini beklemek de benim aptallığım. Ama bilin ki bu büyük günahtır. Evvela Rabbe saygısızlıktır. O’nun yaratıp can verdiği kullar öldüklerinde çöp muamelesi göremez, görmemeli... Temiz bir toprağa gömmek bu kadar zor olmamalı.  İnsanı insan yapan değerleri bilmedikten sonra sanırım her şey zor...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder